İsviçre deyince aklınıza ne gelir? Saatleri? Çıplak ayaklı Heidi? Bankaları? Ya da Lozan ve Montrö? Benim aklıma trenleri gelir. Bu küçük ve dağlık ülkenin demiryollarının bu kadar etkin ve yaygın olmasını kıskanmıyor değilim.
Ve biz de, 2014 yılının Eylül ayında, bu ülkeyi bir uçtan bir uca trenle gezmeye karar verdik.
Ben Berlin’den trenle yola çıktım. Senem de Türkiye’den uçakla. Zürih’te buluştuk ve İsviçre Federal Demiryolları SBB’den 4 günlük tren kartı alarak İsviçre’nin beş kentini dolaştık.
İsviçre - Fotoğraf çekmeye meraklıysanız ve yolunuz İsviçre’ye düşerse, şöyle bir duyguya kapılmamak neredeyse imkansız: Bu ülke, fotoğrafseverler için özenle ve paradan kaçınmadan yaratılmış bir plato. Neredeyse her metrekaresi için peyzaj çalışması yapılmış, özenle elden geçirilmiş bir ülkeyi andıran İsviçre’yi dolaşmak -trenle bile olsa- pek ucuz sayılmaz. Bir İsviçre vatandaşının dediği gibi, kusursuz bir altyapıları var, ve […]
İsviçre’nin Trenleri - İsviçre’yi baştan başa trenlerle dolaştık. Aldığımız “Swiss Pass” ile, sadece şehirden şehire değil, şehir içinde de, gönlümüzce bindik trenlere, tramvaylara. İşte İsviçre’nin kıta ortalamasından daha genç, bakımlı ve alımlı trenleri ve tramvayları..
Kadişon'un Seyir Defteri 